| Bağlantılarım |

YaQuza| Resimler| Klipler| Videolar | Linkler| Blogum| Bilgiç| Mizah| Oyun| AsHilL Sohbet

0 0

Tarihe Giriş

Tarih Nedir?

Tarih, geçmiş insan topluluklarının, savaşlarını ve barışlarını, kültür ve uygarlıklarını, sosyo-ekonomik yapılarını, neden-sonuç ilişkisi içinde zaman ve yer göstererek, belgelere dayalı, inceleyen bilim dalıdır.

Tarih Çeşitleri

Genel Tarih : İnsanoğlunun yeryüzündeki bütün geçmişini siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel tarihini başlangıçtan günümüze inceler.
Örneğin : Dünya Tarihi
Özel Tarih : Sadece bir devlet ya da milletin siyasi ekonomik ve kültürel tarihini inceler.
Örneğin :Türkiye Cumhuriyeti Tarihi
Siyasi Tarih : Uluslararası siyasi olayları savaşları barışları ve ittifakları inceler.
Örneğin : Osmanlı Siyasi Tarihi
Uygarlık Tarihi : Bütün ulusların meydana getirdikleri uygarlık eserlerini kültür ve medeniyet ürünlerini inceler.
Örneğin : Çin Uygarlığı

Tarih Anlayışları

Hikayeci Tarih : Tarihi olayları neden-sonuç ilişkisi belirtmeden, belgelere dayandırmadan, efsanelere göre inceler. İlk temsilcisi Heredot’tur.
Öğretici Tarih : Tarihi olaylardan ders almak ve liderleri örnek alarak yönlendirici rol oynamak amaçlanır.
Sosyal Tarih : Toplumların her türlü faaliyetlerini inceler.
Bilimsel Tarih : Olayları neden-sonuç ilişkisi içinde bilimsel olarak inceler. Tarih bilinci bu sayede ortaya çıkmıştır.

Tarihe Yardımcı Bilim Dalları

Filoloji : Dil Bilimidir. Toplumların dillerini inceler.
Coğrafya : Coğrafi bölgelerin özelliği ve iklimi tarihi olayların değerlendirilmesinde etkilidir.
Örneğin Fenikelilerin deniz ticareti ile uğraşmalarının nedeni coğrafyalarının tarıma elverişli olmamasıdır.
Kronoloji : Takvim bilimidir. Tarihi olayların oluş sırasını verir.
Paleografya : Toplumların eskiden kullandıkları yazıları inceler. (Mısır hiyeroglifi, Sümerlerin çivi yazısı, Türklerin Orhun ve Uygur abideleri gibi) Bu bilim dalı tarih öncesi dönemlerin aydınlatılmasında etkili değildir.
Antropoloji : İnsan ırklarını inceleyerek sınıflandıran bilim dalıdır.
Diplomatik : Fermanlar, beratlar ve dönemin yazışmalarını inceler. Siyaset bilimi olarak da adlandırılır. Başlangıç noktası Kadeş Barışının imzalanmasıdır.
Etnografya : Toplumların öz kültürlerini inceleyen bilim dalıdır.
Arkeoloji : Kazı bilimidir. Tarih öncesi dönemlerin aydınlatılmasında yararlanılmaktadır.
Sosyoloji : Toplum bilimidir. Tarihi olayları sosyoloji konularını hesaba katarak inceler.
Kimya : C14 metodunu kullanarak eski kullanılmış araç ve gereçlerin yaşları hakkında bilgi verir.
Nümizmatik : Eski paraları inceleyerek, toplumların ekonomik yapısı hakkında bilgi verir.
Epigrafi : Kitabeleri inceler. Örneğin : Göktürk ve Kültepe yazıtları.
Toponomi : Yer adlarını inceleyerek tarihe yardımcı olur.
Heraldik : Mühür bilimidir. Eski mühürleri inceler.

1. Tarihin konusu insandır.
2. Gôzlem ve deney metodu kullanılamaz (Geçmişteki olayları.İncelediği iç!n)
3. Günümüzdeki olaylar gelecekte tarihin ko­nusu olurlar .
4. Tarihi belgeler yazılı ve yazısız belgelerdir, YAZISIZ belgeler, taş ve maden araçlar, mezarlar, heykeller, kabartmalar seramikler gibi arkeolojik buluntulardır.
Bir olayın tarihin konusu olabilmesi için gerekli özellikler;
a) Olayın meydana geldiği yer ve zaman belli olmalı ve buna gôre ele alınmalıdır.
b) Tarihi olaylar geçmiş zamana mal olmuşlardır.
c) Olayla ilgili değişik belgelere başvurulmalı tek taraflı kaynaklardan kaçınılmalıdır.
d) Olaylar arasındaki sebep -sonuç ilişkileri değerlendirilmelidir .
.) Geçmiş olaylar günümüzün değer yargıla­rını değerlendirilmemelidir .
f) Olayın geçtiği günün ve coğrafi kültür çevresinin şartları değerlendirilmelidir.
g) Olayda rolü geçen şahısların katkıları göz önünde bulundurulmalıdır.
h) Tarihi olayların açıklanmasında kesin kanunlar konulamaz.
1) Tarihi olaylar birbirinin benzeri olabilir an­cak aynen tekrarı olamazlar.
J) Tarihi olayların meydana gelmesinde insa­nın manevi unsurlarının (inanç, fikir, ruh yapısı) rolü büyüktür.

Özellikleri

1. Yer ve zaman gösterir. (Böylece hikayeden ayrılır)
2. Olayları neden sonuç i1işkisi içinde açıklar. (Böyle­ce bilimsellik kazanır).
3. Olayları meydana geldiği koşullara göre değerlen­dirir (Doğru bir tarih yazımı için gerekli bir ölçü!tür.)
4. Tekrarlanamaz, kesin yasaları yoktur.
5. Deney ve gözlem metoduna başvuramaz.
6. Belgelere dayanır. Kaynaklar:
Yazılı olmayan kaynaklar, daha çok tarih öncesi devirler için geçerlidir.Bunlar toprak, taş ve kemik eşyalar, mağara resimleri ve kabartmalar, mezarlar, anıtlar, silahlar, insan ve hayvan kemikleri (fosiller) dir.

Yazılı kaynaklar ise tarihsel devirleri aydınlatır. Bunlar yazıtlar (kitabeler), antlaşmalar, kitaplar, biyografi ve monografilerdir.
Sözlü kaynaklar, destanlar ve manilerdir.
Madem ki tarih sadece geçmişle ilgili bir bilim, o zaman bizlere bugün ne gibi bir faydası olabilir? Neden bu dersi okuyoruz? Gelecekte işimize yarayacak bilgilere ağırlık versek daha iyi olmaz mı?
Pek çok insan yukarıdaki soruyu birçok kez düşünmüştür. Ve çoğunlukla Tarih bilimi için olumsuz yargılara sahip olmuştur. Ancak bu Tarih bilimine haksızlık etmek olur. Tarih bilimi hem bugün yaşadığımız dünyayla yüzde yüz ilgilidir, hem de geleceğe hazırlanırken bize yardımcı olur.
Çok ünlü bir halk hikayesini hatırlayalım: Bir köyde şakacı bir çoban yaşarmış. Bu çoban, her sabah köydeki bütün koyunları alır ve dağlara otlatmaya götürürmüş. Dağda canı çok sıkılınca şaka olsun diye köye doğru koşar ve “Kurtlar geldi, kurtlar koyunlarınızı kaptı!” diye bağırırmış. Telaşa kapılan köylüler silahlarını kaptıkları gibi dağa tırmanırlar soluk soluğa kalırlarmış. Çoban da bir ağacın altında kaval çalarak onları beklermiş. Köylüler soluk soluğa çobanın yanına gelerek “Kurtlara ne oldu?” diye sorduklarında çoban gülmeye başlarmış. Köylüler de onun bir eşek şakası yaptığını anlayarak geri dönerlermiş. Soğuk bir kış günü yine çoban can sıkıntısı ile koyunların başında kaval çalarken birden sadık dostu olan köpeğinin havlamaya başladığını duymuş. İleriye doğru bakınca bazı karartılar fark etmiş. Bunların dağda aç kalmış olan kurtlar olduğunu anlayınca tabanları yağlamış. Bir yandan koşuyor, bir yandan da bağırıyormuş. Ama köylüler bu soğuk havada dışarı çıkmaya niyetli değillermiş. Çoban onları bir türlü ikna edemiyormuş. Koşa koşa kasabaya gelmiş ve evlerin kapısını çalmaya başlamış. Ama kimse ona kapısını açmıyormuş. Oturup köyün meydanında ağlamaya başlamış. O sırada kötü hava şartları yüzünden köyde misafir kalmış olan ve köyün içindeki handa kalan bir yolcu çobanın ağladığını görmüş. Ona nedenini sormuş. Çoban şimdi içinde bulunduğu durumu anlayabilmesi için ona geçmişte yaptıklarını anlatmış. Gelecekte böyle bir duruma düşmemek için insanların kendisine güven duymalarını sağlamaya çalışacağına söz vermiş. Yolcunun da ona yardım etmesiyle köylüler bir kez daha ona inanarak dağa gitmeyi kabul etmişler. Hep birlikte gidip sürüden sağ kalanları kurtların elinden kurtarmışlar. Ve şimdi içinde bulundukları durumun nedenlerini hatırlayarak gelecekte koyunlarını yalancı bir çobana emanet etmemeye karar vermişler.
Büyükannelerimiz ve büyükbabalarımız bu masalı sanki geçmişte olmuş gerçek bir olay olaymış gibi anlatırken sizce neyi amaçlıyor olabilirler?

Hiç yorum yok:

0

0
Program ve Dosya Arayın


Web'de Gez Radyo Dinle